Türkiye ekonomisinin belirsiz geleceği: yükselen enflasyon ve yeni faiz indirimleri

Türkiye ekonomisinin belirsiz geleceği: yükselen enflasyon ve yeni faiz indirimleri

Perşembe günü, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası, enflasyonun %80'e ulaşmasına rağmen, baz oranı %13'ten %12'ye indirdiğini duyurdu. Türk hükümeti, cumhurbaşkanının seçtiği politikayı takip ederek üst üste ikinci ay faiz oranlarını düşürmeye devam ediyor. Bu politikaya göre, ülkenin önceliği finansal istikrar değil, ekonomik büyüme olmalıdır.

Geçen ay yapılan bir indirimin ardından yeniden faiz indirimi kararı, enflasyona göre düzeltilmiş gerçek faiz oranını eksi yüzde 68'e itiyor. Aynı zamanda lira, ABD doları karşısında 18.38'ye düşerek tüm zamanların en düşük seviyesini gördü.

Ultra düşük gerçek faiz oranları, Erdoğan'ın ekonomi politikasının bel kemiğini oluşturuyor. Yüksek oranlar ile enflasyonun düşürülmesi arasındaki ilişki yaklaşımını reddeden cumhurbaşkanı, ihracata, yatırımlara ve istihdama öncelik vererek enflasyonu düşürmesi beklenen yeni modele başvurdu. 

Hükümetin olumlu tutumuna rağmen Türkiye'nin önümüzdeki 12 ayda artan dış borcu 182 milyar dolar olacak. Cari açık nedeniyle döviz talebi artıyor ve bu da lirayı zayıflatıyor.

Daha önce devlet yetkilileri, lira cinsinden tasarruflar için devlet desteği ve ihracatçıların döviz kazançlarının %40'ını liraya çevirmelerini zorunlu kılmak da dahil olmak üzere bir dizi önlem getirerek para birimini istikrara kavuşturmaya çalışmıştılar.

Şu anda Türkiye ekonomisi için enflasyonun maliyeti, enflasyonu düşürme maliyetinden daha yüksek. Seçilen model devam ederse, ülke yeniden artan enflasyon ve yeni para birimi değer kaybıyla karşı karşıya kalabilir.